20 Kasım 2010 Cumartesi

Viral pazarlama veya verilen linke güvenememe sorunsalı

şukella: markette karşıma çıkan çikolatalı fındık ezmesinin temsili adı.
youtube: herkesin istediği türden videoyu paylaşabileceği bir video paylaşım sitesi. türkiye'de uzun süre yasaklı kalmıştır.
paranormal activity: viral pazarlama yöntemiyle milyonlar tarafından izlenmiş, bütçesinin yüzlerce katını çıkarmış oldukça kötü korku filmi.


"Soranlar için önceden söyleyeyim, viral pazarlama, eskiden ayıp sayılan ve kelime anlamının dışında yer alan bir pazarlama türüne deniyordu. şimdi ise bu pazarlama türü, herhangi bir oyuncağın, filmin ya da albümün satışını artırmak için kullanılmaya başlandı. hala kelime anlamının dışında, hala rahatsız edici."


yolda yürürken istemsiz bi şekilde gözüme çarpan saçma sapan reklam kampanyalarını, devasa billboard'lardaki minimal reklamları falan gördükçe aklıma yüzeyselce "lan şu viral pazarlama boku da ne çabuk girdi hayatımıza, eskiden ayıplanırdı" gibi cümleler geliyordu eskiden. sonra bi markete gideceğim tuttu, rafların arasında spagetti ararken genç kızın teki yolumu kesti. "pardon, şukella'dan tatmak ister misiniz?" diye sordu. gözlerinde şahane bi beklenti vardı kızın, ve beni kolumdan tutup 20 santim ilerideki standa götürdü. yanında adamın teki vardı, onun da gözlerinde aynı beklenti. "şukella'dan tatmak ister misiniz? çok sağlıklı, datlı, hastalıklara birebir, kıl yün, üstelik de şimdi bal aromalı", dedi. "e hadi verin bakalım" deyince de şu otellerde verilen balların bulunduğu küçük kaplardan içi çikolatalı ballı fındık ezmelerinden bi tane verdi. yanında da küçük beyaz plastik kaşıklardan vardı. bi kaşık aldım, hiçbi etki yaratmadı. ayıp olmasın diye gıda reyonunun sonuna kadar yürüdüm, sonra kabı çaktırmadan rafın kenarındaki çöp kutusunun içine attım, kaşığıyla beraber, densizce. spagetti'yi ucuzluk reyonundan alıp direk kasaya yöneldim ve son hızla eve koştum.

eve gittiğimde, viral pazarlama ile yayılan şeylerin çok büyük etki yaratacağını düşündüm. markette gördüğüm o reyon ve fındık ezmesi bile viral pazarlama denen şeyin kıyısından köşesinden nasiplendiğini düşündüm. "bari oturup biraz televizyon izleyeyim" dedim, bunu derken de televizyonun beynimin algılarını açtığını ve fesatlığımın tavana vurmasını sağladığını getirdim aklıma. sonra bana en vız gelecek kanal olan flash tv'yi açtım. haberlerde, paranormal activity filminden görüntüler gerçek bir olaymış gibi anlatılıyordu. filmin gösterime girmesine 4 gün vardı. "mehh, izlemek lazım", dedim. televizyonu kapattım ve bilgisayarımı açtım.

internette çok yakın bi arkadaşımla konuşurken laf açıldı, o zamanlar kapalı olan youtube'a geldi konu. "bak abi sinema tarihini anlatan bi video var, çok deli", dedi ve video linkini yolladı, fakat ne dns ayarlarıyla, ne de proxy bilmemneleriyle oynamış biri olduğum için youtube'u açınca karşıma devasa bi savcı tiradı çıktı. duygular youtube'un anasayfasına dökülmüştü adeta. "telekü..teleko...telekomüniz...telekomünikaz...telekomünikasyon..." diye, yavaşça okudum ekranda yazılanları. sonra kapadım ve şu yasaklı sitelere erişimi sağlayan internet sitelerinden birine girdim. ekranda cinsel içerikli, kapatılamayan reklamlar belirdi, onlarca pop up sistemini istila etti. çarpıya basmaktan parmaklarım ağrıyordu. ve youtube videosunu açtım. video açıldı, izledim ve o arkadaşa "çok güzelmiş", dedim. ekranın sağ altında ise, sitede tam 8 virüs yakalamış sevgili antivirüs programım alarm veriyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder